Öz Şefkat – ÖZ’ün şefkati
Yazar: Tülay EROL – 01 Ocak 2019Seslendiren: Tülay EROLFon Müziği: Secret Garden; Rolf Lovland
Yazar: Tülay EROL – 01 Ocak 2019Seslendiren: Tülay EROLFon Müziği: Secret Garden; Rolf Lovland
Fizik plana doğuş manen yaşananların madden sağlamasını almaya başlamaktır. Fizik plana doğuşu ancak gerçek manevi doğuşu yaşayanlar yaşayabilir.
Yazar: Nedim Birol YÜRÜTEN – 19 Ağustos 2019Seslendiren: Soydan POLAT Fon Müziği: Relaxing Romantic Piano Music (anonim)Özdemir Asaf’ın ‘Ego’ şiiri; kendi sesinden,Erol Evgin ‘Bende mi kabahat’; kendi sesinden,Zeki Muren ‘Ah bu şarkıların gözü kör olsun’; kendi sesinden,Kayahan ‘Sari saçlarından sen suçlusun’; kendi sesinden,Cahit Sıtkı Tarancı ‘Gün eksilmesin penceremden’ şiiri; Rüştü Asyalı’nın sesinden.
Oturdum modern zamanların ‘post’una bir masal dokudum. Yükleyip mavi kuşun kanadına yollasaydım iyiydi ama “Twitter”ımız yoktu. Dokurken masalı bir türkü tutturdum, “twitine twitine bandım bedava mı sandın kafa verip aldım” diye.
Yazan: Nedim Birol YÜRÜTENSeslendiren: Onur YÜRÜTEN – 20 Haziran 2019 Makalenin devamını okumak için;
Atatürk bu sözleri ile Türk milletine çağdaş uygarlık düzeyine erişmeyi, hatta bu düzeyi aşmayı bir amaç olarak göstermiş, uygarlığa en büyük katkıyı yapmak üzere Türk milletine dinamik bir ideal sunmuştur.
Yılların nasıl akıp gittiğini, kaybettiğin bir yemek tarifini kitapların arasında ararken gözüne ilişen fotoğraf albümünü karıştırmaya başlayınca anlarsın. İçine dolan duygu, eski dostlara kavuşmanın mutluluğudur önce.
Bir televizyon kanalında, kamuoyu yoklamalarından ilham alan ve sorularına “Yüz kişiye sorduk” diye başlayan bir yarışma programı var. Aşağıdaki fotoğrafı yüz kişiye gösterip, uyandırdığı duyguyu sorsak, doksanı “Huzur” der sanırım. Ben de “Marmaris’de Huzur” diye adlandırdım zaten. Ama bunu huzurun ne olduğunu bilerek mi söylüyorum, huzur gerçekten bu mu diye şüpheye düştüm sonradan. Fotoğraftaki ayrıntılara baktım, huzur verenin ne olduğunu anlamak için;
Daha fazlası -daha fazla yemek, daha çok kıyafet, daha güzel bir ev, daha iyi bir araba, daha çok arkadaş, daha çok sevilmek vs- için olan ihtiyacımız bizi sade bir yaşamdan alıkoyan. Günümüzde hayatımızı çevreleyen bir kültür, bir iklim halini almış tüketim. Dünyamız ve ekosistem de bizim bu yaşantımızın yükünü çekiyor.
Parça ile Bütün arasında seviyeli bir ilişki var .. Aralarındaki ilişki büyük aşk hikayelerine benziyor aslında. Büyük bir dönüşüm hikayesi onlarınki. Parça bütüne yöneliyor, bütün parçaya. Yöneliş tarzları farklı. Ancak ikisi de birbirlerine yönelerek kendilerini tanıma yolunda ilerleyebilirler. İnsanın hali de bir o, bir diğeri… Bir parça, bir bütün… Bütünlüğü önce kavram olarak kabul etmek ile başlayan bu yolculuk, bütünlüğün bir kavram değil, yaşanılan bir “şey” olduğunu anlama aşamasına kadar uzanıyor. Bütünlüğün yaşayış olmasının ardından, “bütünlük bilinci”ni dünyaya yansıtma aşamasına ulaşılıyor. Bundan sonraki aşama ise parçaya dönüş aşaması. Bütün, kendini parçanın dilinden diğer parçalara anlatıyor. Ve bu büyük aşk hikayesi […]