search menu
play_arrow

keyboard_arrow_right

skip_previous play_arrow skip_next
00:00 00:00
playlist_play chevron_left
volume_up
chevron_left
play_arrow

videoM

Bir Can olarak; İNSAN (videoM)

İnsanlık Güneşi VAKFI 10 Şubat 2022


Background
Prof. Dr. Ahmet İNAM – Bir Cab olarak; İNSAN

İnsanlık Üniversitesi* Çevrimiçi Seminerleri

Saygıdeğer Prof. Dr. Ahmet İNAM’ın çevrimiçi semineri;

Bilgelik Güneşi Derneği ve İnsanlık Güneşi Vakfı‘nın ortak projesi olan İNSANLIK ÜNİVERSİTESİ‘nin 03 Şubat 2022’de düzenlediği “Bir CAN olarak; İNSAN” çevrimiçi seminerini (yukarıdaki oynat > düğmesine basarak) dinleyebilir veya seminerin videosunu (aşağıdaki oynat > düğmesine basarak) izleyebilirsiniz.

Prof. Dr. Ahmet İNAM’ın
“Bir CAN olarak; İNSAN” – 03 Şubat 2022

BİLGELİK GÜNEŞİ DERNEĞİ – İNSANLIK GÜNEŞİ VAKFI

Prof. Dr. Ahmet İNAM Kimdir?
1947 Sandıklı doğumludur. 1971’de ODTÜ Elektrik Mühendisliği Bölümünü bitirdi. 1972’de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümüne doktora öğrencisi olarak girdi. Bu yıldan itibaren, doktora tezini verinceye dek, aynı fakültede Latince ve Eski Yunanca derslerini izledi. 1980 yılında, yardımcı dalı Eski Yunan Edebiyatı, Ana dalı Sistematik Felsefe ve Mantık olmak üzere, doktora sınavlarını pekiyi derece ile verdi. Doktora tezi: “Edmund Husserl’de Mantığın Yeri”.

1987-1992 yılları arasında Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesinde Lisans ve Yüksek Lisans dersleri, 1982-1991 yılları arasında Ankara Üniversitesi D.T.C.F., Felsefe bölümünde dersler ve 1992-1993 yılları arasında Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler’de doktora dersleri vermiştir. 1995-1998 yılları arasında Gazi Üniversitesi’nde dersler vermiştir. Haziran 2003 tarihinde başladığı ODTÜ Felsefe Bölüm Başkanlığı görevini, Temmuz 2014’te emekliliği sebebiyle bırakmıştır. Emekliğinin ardından, ODTÜ ve başka üniversitelerde yarı zamanlı öğretim görevlisi olarak ders vermeye devam etmektedir. İngilizcenin yanında, Almanca, Fransızca, Latince ve Eski Yunancadan okumalar yapabiliyor. Evli ve bir çocuk babasıdır.

SEMİNERDEN ÖZET CÜMLELER..
Can’ı duyanlar, Can’ı anlatmakla yükümlüdür. Onun için, bu topraklara uyumak yakışmaz.

  1. Can insan demektir. 
  2. Can, aklı, bedeni, duygularını ahenk içine sokabilen, çevresiyle bağlantısını kurabilen, ilişkilerini can cana ve çevresine zarar vermeden yürütebilen bir varlıktır.
  3. Can zamana, geçmişe, bugüne ve geleceğe açıktır. Başka yaşam biçimlerine, geleneğe, geleceğe, değişime, dönüşüme açıktır.
  4. Can bedenli olduğu için ölür ama Can’lar ölmez. Can’dan Can’a aktarımlar olduğu için, öldükten sonra da yaşar insan. Dolayısıyla bizler ölümlü ölümsüzler durumuna geçeriz.
  5. Can TİN’ini, içindeki sonsuzu arama gücünü harekete geçirebilirse (bilimsel araştırmayla, sanatla, insanlara yardım ederek) artık çıkarları ve çıkar yoğun yaşamı terk etmeye başlar.
  6. Can yolculuğunun bittiği yerde Gönül başlar. Gönül candır. Canı duyan insan gönüle dokunabilir.
  7. Gönül, canımızı oluşturmaya çalışarak, Tinsel (manevi, kutsal, yüce), sonsuz olanı duyacak şekilde kendimizi yönlendirdiğimizde ortaya çıkar. Gönül telimiz titrer.
  8. Deli Gönül, Tin’i duyar: Tin açılmak ister, aşkınlık ister.
  9. Bir damlayım kâinatın içinde, kâinat bir damlanın içinde. Kâinat Tın’lıyor. Evren Can’ın içinde, Can Evren’in içinde.
  10. Tin seyreder, anlar, tadar. Eyleme geçmesi için istenç (irade) gerekir.
  11. Tin’i kendi haline bırakırsan, sadece seyretmek ve anlamak ister. (Theoria: nazariye, bakışla ilgili olan) Eyleme geçmesi için irade (istenç) gerekir, böylece Can’ı harekete geçirir.
  12. Canlısın, ama Can olmak bir bilinç işi, şuur işi, bir insan olma çabası, ahlak karakteridir ve emek ister.
  13. Tinsel demek, içten demek, sahici demek.
  14. Can, içimizdeki sonsuzluğu anlama gücüdür. İçimizdeki gücü, bizde bizi aşan, aşkın olan enerjiyi duyma ve hissetme gücüdür.
  15. Can ve Gönül hem ahlak olarak hem estetik olarak birbirini tamamlar.
  16. Can’ın 4 temel bileşeni ve boyutu vardır. Beden (Somatik boyut), Duygu (Thymotik boyut), Akıl (Noetic boyut), Çevre (Oikotik-ekolojik boyut). Bu dört boyutun ahengi, uyumu ve orkestrasyonu ile Can olunur. Herhangi birisinin aşırı baskınlığı Can’ı parçalar. Bütünlüğü bozar.
  17. Bilim ve felsefe akılla yapılıyor, ancak akıl herşey demek değildir. Akıl taşıyan varlığız ama bu sadece bir boyutumuz.
  18. Bedenden ibaret değilsin! Utanma ve maske olarak da kullanma bedenini. Dışını gerdirebilirsin ama içini gerdiremezsin !
  19. Bedenimizdeki nur, içimizdeki Tin’den, kainattaki yüce enerjiden, mana enerjisinden gelir.
  20. Bugüne kadar filozoflar dünyayı anlamak için düşündüler, asıl mesele dünyayı değiştirmektir.
  21. Düşünmek dünyayı değiştirir!
  22. Anadolu insanı CAN olduğunu duymuştur. Kültüründe vardır. Türkülerde, manilerde can vardır.
  23. Can sadece felsefi bir kavram değildir. Felsefenin ve dünya kültürünün beşiği olan Anadolu’dan bir sesleniştir. Farklı kökenlerden Anadolu insanı, türkülerinde bulur Can’ı. Anadolu Can’lar diyarıdır.
  24. Anadolu’nun pekçok yerinde Yunus’un türbesi vardır. Yunus O’dur işte.
  25. Anadolu’nun Can’ını duyarsınız, Yunus’ta, Karacaoğlan’da, Nazım’da, Dağlarca’da, Rumi’de, Sadi’de, Hafız’da, Baki’de, Nedim’de … Can bulursunuz.
  26. Anadolu’nun zenginliğini ve büyük potansiyelini barındıran sandığı açıp, orada olanları görmek gerekir. Keşfetmek ve inşa etmek gerekir. Can inşa edilir ancak.
  27. Bu toprağın kadim kültürünü, dünya kültürü içindeki yerini gösterme yükümlülüğümüz var. Uyumak ve bu zenginliğe kayıtsız kalmak olmaz.
  28. Şekle takılmak, ezberci eğitim, dar kafalılık, sığ bakış Can olmayı engeller.
  29. Yaşam bütün canlılarla paylaşılan ortak alandır, canlılığı sürdürmekle ilgilidir. Hayat ise değerlerle, bilimle, sanatla, estetikle, ahlakla anlam kazanmış, güzel-iyi-doğru ve hakikatın arandığı yaşam alanıdır. 
  30. Anadolu’daki okuma yazması olmayan bilge kadının kuzuyu okşamasında ortaya çıkar hayat.
  31. Hayat, yaşamın üstüne yapılandırılmış bir medeniyet inşasıdır. 
  32. Bir mana kattığımızda yaşam, hayata dönüşüyor.
  33. İnsan türünde cinsellik, Tinsellikle yaşandığında anlam kazanıyor.
  34. İnsan ne yaparsa yapsın, olmak istediği insan olamayacak, hep eksik olacak.
  35. Can’ı duyanlar, Can’ı anlatmakla yükümlüdür. Onun için, bu topraklara uyumak yakışmaz.
  36. İyimser olmak, güzele-iyiye-doğruya yakın olmak Can’ın terbiyesidir.
  37. Hiç Can diye konuşma, Can Ol !
  38. Can olmayı erteleme, şimdi Can Ol !
  39. Can olmak yolculuk. Can olma yürüyüşü.
  40. Doğal bir varlık olarak Can, fiziksel olarak bir kez, Tinsel olarak sonsuz kez doğar ve ölür.
  41. Geçmişteki olayları değiştiremeyiz ama bakış açımızı ve yorumumuzu değiştirebiliriz.
  42. Can, kainatta var olma, dirim olma gücüdür.
  43. İnsan bildiğinden hep daha fazla bir varlıktır.
  44. Bize ait düşünce anlatılarını geliştirmeye ihtiyacımız var.
  45. Bizler sonlu birer varlık olarak içimizdeki sonsuzluğu deneyimliyoruz.
  46. İçimizde bizi aşan (aşkın) bir varlık var.
  47. İçimizdeki Tin’in, sonsuz(luğ)un Tın’lamasını önemsemek gerekiyor.
  48. Can insanın insan olma arayışıdır.
  49. Bütünü unutmamak lazım. Bütünü düşündüğün zaman, farkına varmadığın birçok şey ortaya çıkıyor.
  50. İnsan bir Can’dır, insan insana değmeli.

Etiketler: .

Önceki episode

Yorum göndermek

Bu iletinin şu anda hiç yorumu yok.

Cevap bırakın