Sevgili İnsan
Sevgili insan, dünya öyle bir çığlık attı ki, sanki yıllardır içinde biriktirdiklerini dışarı salmak için. Biz buna “büyük felaket” dedik ve öyleydi de. Yaşanan ‘büyük felaket’ pek çok canı yaktı. Yaşayanların da tanık olanların da canı yandı. Ümitle ümitsizlik, çareyle çaresizlik, acı ile (her kurtulan insan haberleriyle) sevinç, isyan etmekle kabullenmek yan yana durdu hayatlarımızda. Elimizden, gönlümüzden gelen ne varsa yaraları sarmak, acıları hafifletmek için çabaladık. Duygudaşlığımız, yediğimiz yemeğin boğazımızdan geçmesini, sıcak yataklarımızda yatmanın vicdani rahatsızlığını hissettirdi. Acıyı yaşayanları ailemiz, çaresizliği yaşayanları kendimiz saydık. Gözlerimizden sadece yaşlar değil ruhumuz taştı.